Gençlerimiz Atatürk’ün giyim tarzını örnek alabilirler.

DİDEM ÜRER: Muhammed kardeşimizin daha önce hazırladığı bir site vardı: Eybuyukturkmilleti.beyazsiteler.com Komünizme karşı anti-Darwinist, anti-materyalist ilmi çalışma yapılmalıdır diye.

ADNAN OKTAR: Aferin aferin benim canıma.

Atatürk’ün kıyafetler ne şahane, ne güzel. Gençlerimiz aynı stile girseler. Ne güzel, o devrin hanımları ne şık giyiniyorlar. Ne oldu bizim milletin bir kısmına ben anlayamıyorum. Fazla pahalı da değil o, yani ne olacak nihayetinde? Herhangi bir kumaş olabilir mesela. Atatürk, Gazi Hazretleri müthiş şık giyiniyor, maşaAllah. Şahane. Oturuş, kalkış, yemek, sofra şahane; adap-edep, konuşma, mimikleri de çok şahane. Ben filmlerini seyrettim; mimikler, üslup, yani yüz mimikleri şahane. Bir de kibarlık, nezaket şahane, maşaAllah. İranlılarla karşılaşıyor, acayip kibar, müthiş saygılı. Osmanlı üslubuyla konuşuyor. Hem İngiliz terbiyesi aldı, hem Osmanlı saray terbiyesi aldığı için tam saray efendisi. İngiliz centilmenliği de var üstünde; o hava, o sükse de var üstünde. Ama Osmanlı saray terbiyesini tam almış, devlet terbiyesi de almış. Dindarlığı da güzel, dindarlığa bakış açısı da çok güzel. Şu komünist arkadaşların Atatürk’e sahip çıkması ne kadar suni duruyor. O devirde aslında pek sahip çıkmamışlar Atatürk’e, etrafındaki insanlar. Var, kaliteli insanlar var ama yalnız kalmış. Dolmabahçe’ye, orada bir odaya… Birçok yer var genişçe, ferah, ısınacak gibi. Soğuk, buz gibi rüzgar alan yere… Kendileri bile yaşayamaz orada yani. Acayip soğuk, bütün rüzgara açık, sürekli nemli bir yer. Birçok yer olabilirdi. Özel, çok iyi dizayn edilmiş uygun yerler vardı. Birçok köşkler var, kasırlar var, saraylar var; hepsi düzenlenebilirdi. Neyse artık olmuş.