H.Bektaş-ı VELİ

Yunus'u sÄ" />
H.Bektaş-ı VELİ

Yunus'u sÄ"/>
Random Video

Hacı Bektaş-ı Veli'nin Yunus Emre'ye Nefesi ve Himmeti

2017-05-13 3 Dailymotion

"Sorun bakalım ne ister, buğday mı, himmet mi?"

H.Bektaş-ı VELİ

Yunus'u sıradan bir rençper olmanın ötesinde bir hayata taşıyan olay onun Hacı Bektaş kapısına gitmesiyle başlar. Önce menkıbeye kulak verelim:

"Hacı Bektaş Veli, Horasan diyarından Rum'a (Anadolu'ya) gelip yerleştikten sonra veliliği ve kerameti etrafa yayıldı. Her taraftan mürit ve muhipler gelmeye, büyük meclisler olmaya başladı. Fakir hâlli kimseler gelir, nasip alır giderlerdi.

O zaman Sivrihisar'ın şimal tarafında Sarıköy denilen yerde Yunus derler, bir kimse var idi. Gayet fakir olup ekincilik ederdi. Bir vakit kıtlık oldu. Ekinden bir nesne hasıl olmadı. Yunus, erenlerin bu güzel vasıflarını işitti. Kimsenin bu kapıdan boş dönmemesi dolayısıyla, bir bahane ile gidip kifaf denecek miktarda bir şeyler istemeyi düşündü. Eli boş gitmemek için öküzüne dağdan alıç yükleyip Suluca Karahöyük'e doğru yola koyuldu.

Karacahöyük'e varınca Hacı Bektaş-ı Veli'nin huzuruna çıktı. Armağanını sunup "Ben fakir bir kimseyim, bu yıl ekinimden bir nesne alamadım. Ümidim şu ki bu yemişi kabul edip karşılığında buğday veresiniz, aşkınıza kifaf edelim" dedi. Hacı Bektaş, "öyle olsun" diyerek abdallara işaret etti, alıcı alıp paylaştılar, yediler. Yunus birkaç gün orda eğlendi. Gidecek olunca, Hacı Bektaş'a haber verdiler. O da "Sorun bakalım ne ister, buğday mı, himmet mi?" dedi. Yunus geri dönmek için acele ediyordu. Buğday istedi. Ne yaptılarsa da razı edemediler. Yunus, "Bana buğday gerek" diye ısrar etli. "Ben nefesi neyleyim" dedi. Razı olmadı. Hacı Bektaş, emretti, buğdayı verdiler. Yunus da Dergâhtan çekilip gitti.

Yunus, biraz yürüdükten sonra, işlediği hatanın büyüklüğünü anladı. Çok pişman oldu. Derhâl geri dönerek kusurunu itiraf etti. Fakat Hacı Bektaş, "O iş şimdiden sonra olmaz. Biz o kilidin anahtarını Tabduk Emre'ye verdik, varsın nasibini ondan alsın", dedi."